Çalışan Anne ve Suçluluk Duygusu
(Annesi Müjde…Çocuğun İlk Adımı Biraz Önce Attı….)
Kadınların çalışma yaşamına girmesiyle birlikte bazı sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır . Çünkü önceleri belli olan kadın ve erkek rolleri artık farklılaşmaya başlamıştır . Kadının yapması beklenen ev işleri , çocuk bakımı , yemek gibi işlerde problemler çıkmaktadır. Bizim açımızdan önemli bulduğumuz kısım , annenin iş yaşamına atılmasıyla birlikte anne – çocuk ilişkisindeki yaşanan sorunlardır. Çalışan bir anne olarak ifade edebilirim ki çocuklarımızla yeterince ilgilenemiyoruz diye hep bir vicdan azabı çekeriz… İlk yürümesini, çıkan ilk diş haberini hep yakınlarımızdan ya da çocuğumuza bakan kişiden gelen telefonla alırız…Ve çalışmayı çok sevmemize rağmen isyan edebilir ağır bir suçluluk duygusu yaşayabiliriz…
Dozu değişmekle birlikte hemen her çalışan annenin yaşadığı bir duygudur suçluluk. Bu duyguyu hafifletmek için şöyle düşünebilirsiniz;
– çalışmak zorundayım (çocuğum için para kazanmam gerekiyor)
– çalışmayı seviyorum (çocuğum mutlu bir anneyi hakediyor)
Çalışan annelerin çoğu (ekonomik zorunluluklar nedeniyle doğumdan sonra işe başlayanlar dışında) çocuk sahibi olmadan önce de, çalışan kadınlardır. Önceden çalışma hayatı olan, üretken bir kadının uzun süre evde oturması, mesleki kaygılar, sosyal ve duygusal tatminsizlikler doğurur… Oysa her çocuk mutlu, üretken, kendisiyle barışık bir anneyi, kendisi için işini terketmiş, saçını süpürge etmiş bir anneye tercih eder. Unutmayın ki çocuğunuz sizin aynanızdır; siz mutluysanız o da mutlu olur, siz kaygılıysanız o da kaygılıdır, siz hayatla hep kavga ederseniz o da kavga eder.
İşlerinizi planlı yaparak, hiçbir şey için çocuğunuza ayırdığınız zamandan çalmayarak ve bu zamanı en verimli şekilde değerlendirerek suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışın. Hafta sonu onunla başbaşa yapacağınız bir doğa gezisi, haftanın 5 günü sabahtan akşama kadar onunla birlikte olup hiçbir şey paylaşmamaktan çok daha iyidir. Çocuğunuzla birlikte olduğunuz süre değil, bu süreyi nasıl değerlendirdiğiniz önemlidir. Bu sürenin azlığına ya da çokluğuna değil, çocuğunuzla kurduğunuz ilişkinin kalitesine ve bunu geliştirmeye odaklanmaya çalışın.
Suçluluk duygusundan kurtulmaya çalışırken pratikte sizi zorlayan durumlarla karşılaşırsınız, bunların üzerinde çok fazla durmamaya gayret edin. Örneğin; çocuğunuzu kreşe veya bakıcı annesine bırakıp işe giderken ilk zamanlar arkanızdan bir süre ağlayacaktır, bu çok doğaldır.
Çocuğunuz bazen size bir yabancı gibi davranacaktır, babaannesine daha düşkün olacaktır veya bakıcı annesine “anne” diyecektir. Bunlar kuşkusuz her anneyi üzer ve suçluluk duygusunu artırır. Bu gibi durumları çocuğunuza bakan kişiye atfetmemeye çalışın, hatta çocuğunuz kendisine bakan kişiyi bu kadar sevdiği için sevinin. Bu durumları çocuğunuzun size verdiği bir mesaj olarak da algılayabilirsiniz; onunla daha çok birlikte olun ve oynayın.
Unutmayın, çalışan bir annenin çocuğu olmak hayatta insana kaybettirdiklerinden çok daha fazla şey kazandırır. Üstelik çalışan annenin mutlaka çocuklarına ,çalışmayan annelerden daha az vakit verebildikleri de söylenemez . Anne eğitimli ise , çocuklar planlı olarak bazı etkinlikler yapabilmek ve birlikte olabilmek için daha çok vakit olabilir . Ancak bütün çalışan annelerin çocuklarıyla aynı şekilde ilgilenmelerini beklemek olanaksızdır .Bazı anneler çocukları için vakit ayıramadıklarından kendilerini suçlu hissederler .Bu suçluluğu kapatmak için çocuğu sürekli maddi ödüllere yuvarlar. Bunun sonucun da sürekli anneden maddi ödül bekleyen , aşırı korunmuş çocuklar ortaya çıkabilir.
Çalışan anneler için önemli olan çocuklara vermeleri gereken zamanın çokluğu değil , etkiliğidir . Eğer çocuğa ayrılan zaman dolu dolu ve anlamlı geçirilebilirse birçok olumsuzluk önlenebilir .Annelere önerim ; çocuklarına mümkün olduğu kadar süreklilik arzeden bir ilgi göstermeleridir. Bir gün çok , bir gün az ilgi göstermek yerine, her gün belirli bir zaman dilimi çocukla paylaşmak çocuğun duygusal gelişimi açısından önemlidir.
Haftalarca süren ağlamalar ve bunlara eşlik eden başka sorunlar varsa, mutlaka bir uzmana başvurun.
Annenin herhangi bir sebeple çocuğuna karşı ilgisiz olduğu durumlar burada söz edilenin dışındadır ve bunlar ayrıca ele alınmalıdır.